Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, olağanüstü genel kurulda Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanlığı’na seçilen Kaya Tepe ve yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Basın ile aile gibi olduklarını vurgulayan Seçer, “Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz. Aslında siyasetçi, yönetenler, basın ya da iktidar bir çekişme içerisinde gibi görünse de aynı havayı teneffüs ediyoruz. Biz olmazsak haber olmaz, siz olmazsanız bizim yaptığımız işin kıymeti harbiyesi olmaz” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 11.12.2019 10:12
Haber Güncellenme Tarihi: 11.12.2019 10:12
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bilginhaberci.com
Bir basın mensubunun birikimli, iyi yetişmiş, çok okumuş ve analitik düşünce yeteneğine sahip bir insan olması gerektiğini vurgulayan Seçer, “Asla bir basın mensubu siyasetin, siyasetçinin güdümünde olmamalı. Kendi hür, özgür iradesiyle bunu yapmalı” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, olağanüstü genel kurul sonrası Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) başkanlığına seçilen Kaya Tepe ve yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.Basın ile aile gibi olduklarını vurgulayan Seçer, “Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz. Aslında siyasetçi, yönetenler, basın ya da iktidar bir çekişme içerisinde gibi görünse de aynı havayı teneffüs ediyoruz. Biz olmazsak haber olmaz, siz olmazsanız bizim yaptığımız işin kıymeti harbiyesi olmaz” dedi.
“Bu iş gönül işi”
Kaya Tepe’ye hayırlı olsun dileklerini ileten Seçer, genel kurulda seçimin demokratik bir yarış şeklinde gerçekleştiğini söyledi. Seçer, “Genel kurulunuza katılmıştım. Orada benim de edindiğim intiba güzel bir demokratik yarış olduğu yönündeydi. Birbirinden değerli arkadaşlarımız orada cemiyet başkanlığı için yarıştılar. Bu iş belli bir para karşılığı, ücret karşılığı yapılan bir iş değil. Bir gönül işi. Bir meslek grubuna hizmet etmek için 4 arkadaşımız ‘Ben bunun en iyisini ya da diğerlerine göre daha iyisini yaparım’ diye yola çıktılar ama ipi göğüsleyen Kaya kardeşimiz oldu. Hayırlı, uğurlu olsun. Başarılar diliyorum ki, başarılı olman gerekiyor. Bunun da birkaç nedeni var. Çünkü bu göreve ve misyona talip olmak belli bir sorumluluk almak, bu sorumluluğu yerine getirmek demektir. Ama bunu yerine getirecek insanın da bu bilgi birikimine, liyakata, ferasete sahip olması lazım. Kaya kardeşimiz de bunu görüyoruz” dedi.
“Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz”
Basın ile aile gibi olduklarını vurgulayan Seçer, “Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz. Aslında siyasetçi, yönetenler, basın ya da iktidar bir çekişme içerisinde gibi görünse de aynı havayı teneffüs ediyoruz. Biz olmazsak haber olmaz, siz olmazsanız bizim yaptığımız işin kıymeti harbiyesi olmaz. Vatandaşın bunları duyması lazım. Bunları değerlendirmesi lazım. Bir basın mensubu, basın emekçisi gözüyle bir olayı değerlendirmek çok farklı bir şey. Vatandaş bir olay karşısında idarenin almış olduğu bir karara tepki gösterebilir. Kendi bilgisi, görgüsü çerçevesinde bunu yapar ama bir basın mensubu çok etraflı düşünebilir. Çünkü işidir o. Onun gibi onlarca olayla karşılaşmıştır. O yurttaşın görmediği noktaları da görür ve değerlendirmelerini ona göre yapar” ifadelerini kullandı.
“Basın mensubu olmak bana göre sanattır”
Bir basın mensubunun birikimli, iyi yetişmiş, çok okumuş ve analitik düşünce yeteneğine sahip bir insan olması gerektiği üzerinde duran Seçer, şöyle devam etti:
“Basın mensubu olmak, bir söz vardır Ulu Önder’in sözüdür. ‘Herkes her şeyi yapabilir, her mesleği yapabilir ama sanatçı olmak başka bir şeydir.’ Meali bu. Basın mensubu olmak gerçekten bir sanattır bana göre. Birikimli bir insan olacaksınız, iyi yetiştirilmiş olacaksınız, çok okumuş olacaksınız. Analitik düşünebileceksiniz. Muhakeme kabiliyetiniz olacak, yorum kabiliyetiniz olacak. Bir de namuslu bir adam olacaksınız. Yüreğiniz, beyniniz, her şeyiniz düzgün bir adam olacak. Çünkü siz toplumu manipüle edebilirsiniz. Eğer bunu yanlış yaparsanız topluma en büyük zararı verirsiniz. Biz nasıl siyasetçiler bir yönetime talip olduğumuz zaman, insanlar bizden önce doğruluğumuzu, dürüstlüğümüzü, kalben yüreğimizin, beynimizin namusunu sorgular. Çünkü parasını teslim ediyor, ülkenin kaynaklarını teslim ediyor. Bu önemli bir şey. Ama basın mensubu da aslında bir toplumun geleceğini şekillendirdiği için en az bizim kadar önemli bir emaneti üzerine almış oluyor” diye konuştu.
“Algıyı bir topluma empoze etmenin en önemli, en güçlü kanalı da basındır”
Başkan Seçer, algıyı bir topluma empoze etmenin en önemli ve en güçlü kanalının basın olduğunu ifade ederek, “Siyasette olgudan ziyade, algı önemsenir. Bir siyasetçinin, bir olayın olgusundan ziyade, toplum tarafından nasıl algılandığı önemsenir. Algıyı bir topluma empoze etmenin en önemli, en güçlü kanalı da basındır ve basının kullandığı enstrümanlardır. Bu televizyondur, sosyal medyadır, yazılı medyadır, radyodur. Bunun farklı enstrümanları vardır. Ben önemsiyorum. Siz yeni seçilmişsiniz. Henüz çiçeği burnunda sayın Başkanımız, yönetim kurulu üyelerimiz. Kompliman yapalım, klasik, klişeleşmiş sözler söyleyelim, böyle bir derdim yok. Ben kentin belediye başkanıyım. Henüz bu yıl içerisinde seçilmiş yeni bir belediye başkanıyım ve önümde uzun yıllar var. Başarılı olursam çok uzun yıllar hizmet edebilirim ama başarısız olsam da bu tabii ki bir anlamda nasip, bir anlamda kısmet, bir anlamda sizin icraatlarınızdır ama seçilmiş bir belediye başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre de 2024 yılının Mart sonuna kadar belediye başkanınızım ve beraber yürüyeceğiz. Bu realite ile hareket etmek lazım” dedi.
“Ben yaptım, ben biliyorum anlayışı içerisinde bir adam değilim”
Haberleri her sabah okuyup, telefondan gelen değerlendirmelere de yanıtlar verdiğini dile getiren Seçer, “Ben her sabah sizleri okuyorum. Bazı arkadaşlarımız mesajla değerlendirme gönderiyor, okuyorum. Cevap da veriyorum. Zannetmeyin ki belediye başkanı ‘Ben yaptım. En doğrusunu yaptım. Ben biliyorum, en iyisini biliyorum ve benim yaptığım doğrudur’ anlayışı içerisinde bir adam değil. Sizlerden faydalanıyoruz. Toplumun anayasal hakkı olan haber alma hakkı vardır. Sizin de toplumun bu hakkını en doğru şekilde ona kullandırmanız lazım ve doğru bilgilendirmeniz lazım. Siz bana bu bilgilendirmeleri, eleştirileri doğru bir biçimde yaparsanız ki doğaldır. Kentin belediye başkanının icraatlarının takip edilmesi, denetlenmesi son derece doğaldır. Ben de sizden faydalanırım. Diyoruz ya demokraside yasama bir güçtür, bir erktir, yürütme bir erktir, doğal olarak yargı da bir erktir. Ama 4. bir güç vardır. Tabii işleyen demokrasilerde, katılımcı demokrasilerde, şekilsel demokrasilerde değil. Medya 4. güçtür. Hem yön verir, hem istikamet çizer hem de denetler” sözlerini kullandı.
“Bir basın mensubu siyasetin, siyasetçinin güdümünde olmamalı”
Bu dönemde medya olarak başarılı olmanın kolay olmadığını sözlerine ekleyen Seçer, “Asla bir basın mensubu siyasetin, siyasetçinin güdümünde olmamalı. Kendi hür, özgür iradesiyle bunu yapmalı. Hukuk devletlerinde, fikir özgürlüklerinin olduğu ülkelerde, demokrasinin kural ve kurumları ile işlediği demokrasilerde, adil yargılanma hakkının olduğu, yani hukuk devleti olan ülkelerde tabii ki gazetecilik bir başka tatla, keyifle yapılıyor ama demokrasisinin sıkıntılı olduğu ülkelerde iş biraz daha zor oluyor. Umut ediyorum güzel, değerli çalışmalarınız olur. Hem kendi mesleki alanlarınızda, kendi camianıza katkı sağlayacak projelerden bahsettiniz hem de kentin geleceğine katkı sunabilecek projelerde önemli çalışmalarınız olur. Bunu da zaman zaman bizlerle, yerel yönetimlerle, başta Büyükşehir olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere beraber yaparız, beraber ortaklaşırız. Bu da benim için son derece keyifli çalışmalar olur” dedi.
Kaya Tepe: “Geçmiş dönem başkanlarımızdan almış olduğumuz bayrağı elimizden geldiği kadar yukarıya taşımaya çalışacağız”
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kaya Tepe, Başkan Seçer’e hoş geldiniz diyerek, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nin 1975 yılında kurulmuş olan bir dernek olduğundan söz ederek, 44 yıllık bir mazisi olduğunu ifade etti. Tepe, “353 üyemiz var. Bunun 120 tanesi sarı basın kartı sahibi. 60 kadın, 70 civarında sürekli basın kartı sahibi üyelerimiz. 9 Kasım 2019 itibariyle olağanüstü genel kurulda bir seçim gerçekleştirdik. 4 tane aday yarıştık. Güzel bir seçimdi. 353 üyemizin 314’üne yakını katılım sağladı. Yüzde 90'lara varan bir orandı bu. Adaylarımız hakikaten çok iyi çalışmışlar. Bu anlamda arkadaşlarımız bu görevi bize tebliğ ettiler. Biz de geçmiş dönem başkanlarımızdan almış olduğumuz bayrağı elimizden geldiği kadar yukarıya taşımaya çalışacağız” dedi. Tepe, Anadolu basınının da zor bir dönemden geçtiğini anlattı.
Konuşmaların ardından Başkan Seçer de Gazeteciler Cemiyeti tarafından Kaya Tepe’ye yapılan sürpriz doğum gününe katıldı. Son olarak da anı defterine not yazıp imzalayan Seçer, çekilen hatıra fotoğrafının ardından Cemiyet’ten ayrıldı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
SEÇER“BASIN MENSUBU OLMAK BANA GÖRE SANATTIR”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, olağanüstü genel kurulda Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanlığı’na seçilen Kaya Tepe ve yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Basın ile aile gibi olduklarını vurgulayan Seçer, “Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz. Aslında siyasetçi, yönetenler, basın ya da iktidar bir çekişme içerisinde gibi görünse de aynı havayı teneffüs ediyoruz. Biz olmazsak haber olmaz, siz olmazsanız bizim yaptığımız işin kıymeti harbiyesi olmaz” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, olağanüstü genel kurul sonrası Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) başkanlığına seçilen Kaya Tepe ve yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Basın ile aile gibi olduklarını vurgulayan Seçer, “Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz. Aslında siyasetçi, yönetenler, basın ya da iktidar bir çekişme içerisinde gibi görünse de aynı havayı teneffüs ediyoruz. Biz olmazsak haber olmaz, siz olmazsanız bizim yaptığımız işin kıymeti harbiyesi olmaz” dedi.
“Bu iş gönül işi”
Kaya Tepe’ye hayırlı olsun dileklerini ileten Seçer, genel kurulda seçimin demokratik bir yarış şeklinde gerçekleştiğini söyledi. Seçer, “Genel kurulunuza katılmıştım. Orada benim de edindiğim intiba güzel bir demokratik yarış olduğu yönündeydi. Birbirinden değerli arkadaşlarımız orada cemiyet başkanlığı için yarıştılar. Bu iş belli bir para karşılığı, ücret karşılığı yapılan bir iş değil. Bir gönül işi. Bir meslek grubuna hizmet etmek için 4 arkadaşımız ‘Ben bunun en iyisini ya da diğerlerine göre daha iyisini yaparım’ diye yola çıktılar ama ipi göğüsleyen Kaya kardeşimiz oldu. Hayırlı, uğurlu olsun. Başarılar diliyorum ki, başarılı olman gerekiyor. Bunun da birkaç nedeni var. Çünkü bu göreve ve misyona talip olmak belli bir sorumluluk almak, bu sorumluluğu yerine getirmek demektir. Ama bunu yerine getirecek insanın da bu bilgi birikimine, liyakata, ferasete sahip olması lazım. Kaya kardeşimiz de bunu görüyoruz” dedi.
“Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz”
Basın ile aile gibi olduklarını vurgulayan Seçer, “Biz basınla iç içeyiz, bir aile gibiyiz. Aslında siyasetçi, yönetenler, basın ya da iktidar bir çekişme içerisinde gibi görünse de aynı havayı teneffüs ediyoruz. Biz olmazsak haber olmaz, siz olmazsanız bizim yaptığımız işin kıymeti harbiyesi olmaz. Vatandaşın bunları duyması lazım. Bunları değerlendirmesi lazım. Bir basın mensubu, basın emekçisi gözüyle bir olayı değerlendirmek çok farklı bir şey. Vatandaş bir olay karşısında idarenin almış olduğu bir karara tepki gösterebilir. Kendi bilgisi, görgüsü çerçevesinde bunu yapar ama bir basın mensubu çok etraflı düşünebilir. Çünkü işidir o. Onun gibi onlarca olayla karşılaşmıştır. O yurttaşın görmediği noktaları da görür ve değerlendirmelerini ona göre yapar” ifadelerini kullandı.
“Basın mensubu olmak bana göre sanattır”
Bir basın mensubunun birikimli, iyi yetişmiş, çok okumuş ve analitik düşünce yeteneğine sahip bir insan olması gerektiği üzerinde duran Seçer, şöyle devam etti:
“Basın mensubu olmak, bir söz vardır Ulu Önder’in sözüdür. ‘Herkes her şeyi yapabilir, her mesleği yapabilir ama sanatçı olmak başka bir şeydir.’ Meali bu. Basın mensubu olmak gerçekten bir sanattır bana göre. Birikimli bir insan olacaksınız, iyi yetiştirilmiş olacaksınız, çok okumuş olacaksınız. Analitik düşünebileceksiniz. Muhakeme kabiliyetiniz olacak, yorum kabiliyetiniz olacak. Bir de namuslu bir adam olacaksınız. Yüreğiniz, beyniniz, her şeyiniz düzgün bir adam olacak. Çünkü siz toplumu manipüle edebilirsiniz. Eğer bunu yanlış yaparsanız topluma en büyük zararı verirsiniz. Biz nasıl siyasetçiler bir yönetime talip olduğumuz zaman, insanlar bizden önce doğruluğumuzu, dürüstlüğümüzü, kalben yüreğimizin, beynimizin namusunu sorgular. Çünkü parasını teslim ediyor, ülkenin kaynaklarını teslim ediyor. Bu önemli bir şey. Ama basın mensubu da aslında bir toplumun geleceğini şekillendirdiği için en az bizim kadar önemli bir emaneti üzerine almış oluyor” diye konuştu.
“Algıyı bir topluma empoze etmenin en önemli, en güçlü kanalı da basındır”
Başkan Seçer, algıyı bir topluma empoze etmenin en önemli ve en güçlü kanalının basın olduğunu ifade ederek, “Siyasette olgudan ziyade, algı önemsenir. Bir siyasetçinin, bir olayın olgusundan ziyade, toplum tarafından nasıl algılandığı önemsenir. Algıyı bir topluma empoze etmenin en önemli, en güçlü kanalı da basındır ve basının kullandığı enstrümanlardır. Bu televizyondur, sosyal medyadır, yazılı medyadır, radyodur. Bunun farklı enstrümanları vardır. Ben önemsiyorum. Siz yeni seçilmişsiniz. Henüz çiçeği burnunda sayın Başkanımız, yönetim kurulu üyelerimiz. Kompliman yapalım, klasik, klişeleşmiş sözler söyleyelim, böyle bir derdim yok. Ben kentin belediye başkanıyım. Henüz bu yıl içerisinde seçilmiş yeni bir belediye başkanıyım ve önümde uzun yıllar var. Başarılı olursam çok uzun yıllar hizmet edebilirim ama başarısız olsam da bu tabii ki bir anlamda nasip, bir anlamda kısmet, bir anlamda sizin icraatlarınızdır ama seçilmiş bir belediye başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre de 2024 yılının Mart sonuna kadar belediye başkanınızım ve beraber yürüyeceğiz. Bu realite ile hareket etmek lazım” dedi.
“Ben yaptım, ben biliyorum anlayışı içerisinde bir adam değilim”
Haberleri her sabah okuyup, telefondan gelen değerlendirmelere de yanıtlar verdiğini dile getiren Seçer, “Ben her sabah sizleri okuyorum. Bazı arkadaşlarımız mesajla değerlendirme gönderiyor, okuyorum. Cevap da veriyorum. Zannetmeyin ki belediye başkanı ‘Ben yaptım. En doğrusunu yaptım. Ben biliyorum, en iyisini biliyorum ve benim yaptığım doğrudur’ anlayışı içerisinde bir adam değil. Sizlerden faydalanıyoruz. Toplumun anayasal hakkı olan haber alma hakkı vardır. Sizin de toplumun bu hakkını en doğru şekilde ona kullandırmanız lazım ve doğru bilgilendirmeniz lazım. Siz bana bu bilgilendirmeleri, eleştirileri doğru bir biçimde yaparsanız ki doğaldır. Kentin belediye başkanının icraatlarının takip edilmesi, denetlenmesi son derece doğaldır. Ben de sizden faydalanırım. Diyoruz ya demokraside yasama bir güçtür, bir erktir, yürütme bir erktir, doğal olarak yargı da bir erktir. Ama 4. bir güç vardır. Tabii işleyen demokrasilerde, katılımcı demokrasilerde, şekilsel demokrasilerde değil. Medya 4. güçtür. Hem yön verir, hem istikamet çizer hem de denetler” sözlerini kullandı.
“Bir basın mensubu siyasetin, siyasetçinin güdümünde olmamalı”
Bu dönemde medya olarak başarılı olmanın kolay olmadığını sözlerine ekleyen Seçer, “Asla bir basın mensubu siyasetin, siyasetçinin güdümünde olmamalı. Kendi hür, özgür iradesiyle bunu yapmalı. Hukuk devletlerinde, fikir özgürlüklerinin olduğu ülkelerde, demokrasinin kural ve kurumları ile işlediği demokrasilerde, adil yargılanma hakkının olduğu, yani hukuk devleti olan ülkelerde tabii ki gazetecilik bir başka tatla, keyifle yapılıyor ama demokrasisinin sıkıntılı olduğu ülkelerde iş biraz daha zor oluyor. Umut ediyorum güzel, değerli çalışmalarınız olur. Hem kendi mesleki alanlarınızda, kendi camianıza katkı sağlayacak projelerden bahsettiniz hem de kentin geleceğine katkı sunabilecek projelerde önemli çalışmalarınız olur. Bunu da zaman zaman bizlerle, yerel yönetimlerle, başta Büyükşehir olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere beraber yaparız, beraber ortaklaşırız. Bu da benim için son derece keyifli çalışmalar olur” dedi.
Kaya Tepe: “Geçmiş dönem başkanlarımızdan almış olduğumuz bayrağı elimizden geldiği kadar yukarıya taşımaya çalışacağız”
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kaya Tepe, Başkan Seçer’e hoş geldiniz diyerek, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nin 1975 yılında kurulmuş olan bir dernek olduğundan söz ederek, 44 yıllık bir mazisi olduğunu ifade etti. Tepe, “353 üyemiz var. Bunun 120 tanesi sarı basın kartı sahibi. 60 kadın, 70 civarında sürekli basın kartı sahibi üyelerimiz. 9 Kasım 2019 itibariyle olağanüstü genel kurulda bir seçim gerçekleştirdik. 4 tane aday yarıştık. Güzel bir seçimdi. 353 üyemizin 314’üne yakını katılım sağladı. Yüzde 90'lara varan bir orandı bu. Adaylarımız hakikaten çok iyi çalışmışlar. Bu anlamda arkadaşlarımız bu görevi bize tebliğ ettiler. Biz de geçmiş dönem başkanlarımızdan almış olduğumuz bayrağı elimizden geldiği kadar yukarıya taşımaya çalışacağız” dedi. Tepe, Anadolu basınının da zor bir dönemden geçtiğini anlattı.
Konuşmaların ardından Başkan Seçer de Gazeteciler Cemiyeti tarafından Kaya Tepe’ye yapılan sürpriz doğum gününe katıldı. Son olarak da anı defterine not yazıp imzalayan Seçer, çekilen hatıra fotoğrafının ardından Cemiyet’ten ayrıldı.
En Çok Okunan Haberler